İnsan evren üzerindeki Allah’ın yarattığı eşsiz mühendislik eseridir. İnsanoğlu varoluşunun temelinden beri hem doğa, hem de evren hakkında bilgi arayışındadır. Fakat kendini keşfetmeden tam anlamıyla ne doğayı ne de varoluşu keşfetmesi mümkün değildir. İnsan bilgi kodlu hücreleri ile hem organizma hakkında hem de bir bütün olarak evren hakkında varoluşsal bilgileri taşır. Bu muntazam hücre sistemini yöneten ise duygularımızdır.
Organizmamızın genel müdürü olan zihnimiz, beyne komut verir, beyin arama motoru olarak verilen komut ve bilgiyi araştırarak kalbe transfer eder. Burada ise alınan bilgiye bağlı olarak pozitif veya negatif duygular ortaya çıkar. Ortaya çıkan bu duygu tüm organizmanın hücrelerini yönetir. Bir diğer deyişle sağlığımızı duygularımız yönetir. Pozitif duygular sağlık oluştururken, negatif düşünce ise tüm hastalıklarımızın pınarıdır.
1980 yılına kadar insanların bilgi alma kapasiteleri arasında ciddi farklar yoktu. Günümüzde ise bu fark çok belirgindir. Dolayısıyla bu farklar altında insanlar arasında anlaşabilme zorlukları meydana gelmektedir. Her birey beyninin açık sinir hücreleri kadar bilgi alabilme şansına sahiptir ve her birey dalga üretim makinasıdır, bir diğer değişle her bireyi bir baz istasyonu olarak görebiliriz. Ancak her birey tamamen açık ve aktif sinir hücrelerine sahip değildir. Bu farklılık bireyler arası bilgi ve bilinç seviyesi farkları doğurmaktadır. Bu farklı frekanslar her bireyin farklı hayat planları içerisinde yaşamalarını sağlamaktadır. Bu çeşitlilikler içerisinde bir arada yaşanabilmesi ise nezaket kurallarının oluşturulması ile mümkün kılınmıştır.
Her birey bu çeşitlilik içerisinde kendi beyninin getirisini yaşamaktadır, dolayısıyla kendi zihinsel ekosistemi içerisinde haklıdır. İnsan’ın zihni hayat tasarım makinasıdır. Günlük hayatımızda farkına varmadan sistematik şekilde hayatımızı tasarlarız. Pozitif ve negatif değerleri iç içe yaşarız. Ancak bu sırada tüm bu değerlerin kendi tasarımlarımızın sonucu olduğunun farkına varmayız. Bu tasarımlarımızdan şikâyet ettiğimizde ise bu rasyonel sonuçların kendi zihnimizin ürünü olduğunun farkında değiliz. Farkındalık arttıkça bireylerin hayat kaliteleri de değişir. İç dünyamız değiştiğinde dış dünyamız otomatikman değişir. Amaç farkındalığı arttırarak zihin gücünü %100 pozitife odaklayarak hayatımızı pozitif yönde değiştirerek, mutlu bireyler yaratarak, mutlu bir topluma dönüştürmektir, akıllı insan’dan bilinçli insan’a geçmektir.
Sevgi ve Işıkla,
Insight Academia